Rastgele Resim |
|
El işi Bebek Elbiseleri
Mehmet
|
|
|
|
|
Bitlis Tatvan
.
Bu Resmi Facebook'ta Paylaşın
..
Bitlis Tatvan |
Açıklama: |
Van Gölünün güney batı kıyısında, Nemrut Dağının doğu eteğindeki düzlükte kurulmuş bulunan Tatvan, doğal bir liman görünümündedir. Bitlis iline bağlı bir ilçe olmakla birlikte, bağlı bulunduğu ilden, nüfus açısından daha büyük bir yerleşim birimidir. Son yerleşmelerle birlikte Bitlis’e olan uzaklığı 20 kilometreye inmiş durumdadır.
Tatvan’ın tarihine baktığımızda, yaygın yargının aksine binlerce yıllık bir geçmişle karşılaşırız. Tarihi belgeler de bu durumu ispat etmektedir. Buna göre Tatvan’ın bilinen tarihi, son yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen bulgulara göre günümüzden takriben beş bin yıl öncesine dayanmaktadır.
Uzun bir geçmişe sahip bulunan Tatvan, ilk çağlardan itibaren çeşitli milletlerin ve bu arada Dara, Büyük İskender, Selçuklu Hükümdarı Alparslan, Timur, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Şah İsmail ve IV. Murat’ın ordularına geçit görevi gördü. Osmanlı Hükümdarları İran seferlerine çıktıklarında Tatvan’dan önemli oranda istifade ettiler. Hatta, İran seferi sırasında Kanuni Sultan Süleyman’ın, Van Gölünün güney batısına düşen bu limanda, bir tersane yaptırdığı bilinmektedir. Araştırmalar sonucunda elde edilen belgelerden ve eski kaynaklardaki bilgilerden anlaşıldığı kadarıyla, ilçe ve çevresinin ilk sakinleri Subarlardı. Daha sonra Hurriler ve Hititler ile bunlara bağlı çeşitli boylar Tatvan’a hakim oldular. M.Ö. IX. Yüzyıldan itibaren Urartular, Van ve çevresi ile birlikte Tatvan’da üç asır boyunca egemenlik kurdular. Van şehrini kendilerine başkent edinen Urartular’ın Tatvan’daki hakimiyetleri sona erdikten sonra ilçeyi çeşitli boylar yurt edindiler. Söz konusu boyların Asur, İran, Roma ve Bizans gibi çeşitli devletlerle kısa veya uzun temasları oldu.
Hz. Ömer dönemi ise Tatvan için yeni gelişmelerin başlangıcı oldu. Çünkü bu tarihten itibaren Bitlis ve çevresi İslam Devletinin toprakları arasına katıldı. 1071’deki Malazgirt Meydan Savaşından sonra bu kez Tatvan Selçukluların eline geçti ve bu durum M.S. 1200’lere kadar devam etti. Bu tarihlerden sonra Tatvan, Harzemşahlar, İlhanlılar ve Akkoyunluların istilasına uğradı.
Tatvan’ın tarihinde dönüm noktası sayılabilecek olaylardan biri ise, bölgede Osmanlı hakimiyetinin başlamasıdır. 1514 tarihli Çaldıran Savaşında Şii-İran ordusunu bozguna uğratan Osmanlı ordusunun bu başarısından sonra Doğu Anadolu topraklarının büyük bir bölümü Osmanlı Devletine bağlanmıştı. İdris-i Bitlisi’nin yardımları ve çabaları sonucu Bitlis ve Hizan Emirleri de diğer bölge emirleri gibi Yavuz Sultan Selim’e itaat etmişlerdi. İdris-i Bitlisi’nin gayretleri neticesinde bölgede bir çok bey daha (Cizre, Eğil, Garzan, Palu, Siirt, Hasankeyf, Silvan Beyleri), toprakları kendilerine “temlik” olarak verilmek şartı ile Osmanlı Devletine bağlanmışlardı. Bu olay Tatvan’ın tarihindeki önemli olaylardan biridir. Çünkü bundan sonra yaklaşık dörtyüz yıl boyunca yöre Osmanlı Devleti idaresinde daha istikrarlı bir yapıya kavuştu.
Tatvan isminin ne zaman ve kimler tarafından verildiği bilinmemektedir. Ancak Evliya Çelebi, Rahova (Rahva) Ovasından doğuya doğru üç saat yürüdükten sonra Taht-ı Van kalesine ulaşıldığını ve buraya yöre halkının Tatvan adını verdiklerini kaydetmektedir. Burası Van denizi kenarında olup, Van Paşasının Hassı idi ve subaşılıkla idare edilmekteydi. Evliya Çelebi’ye göre Kanuni döneminde Zal Paşa burada küçük bir kale yaptırmıştı. Tatvan Kalesi daha sonra, İran Şahı Tahmasb döneminde İran orduları tarafından tahrip edilmişti. Tahmasb’ın orduları Ahlat ve Adilcevaz kalelerini istila ettiklerinde, Tatvan’dan gemiler ile Van’a yardım gitmesini engellemek amacıyla buradaki kaleyi tahrip etmişlerdi. Fakat buna rağmen Tatvan bir liman olarak, bundan sonra da önemini korumuştu. Yakın geçmişte ise Tatvan ilçesi Küçüksu Nahiyesinde 1879’da kurulmuş bir köy görünümünde idi. Bu gelişme bir tesadüf eseri olmayıp, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, yani 93 harbi ile ilişkilidir. 93 Harbi sırasında ve sonrasında Doğu Anadolu Bölgesinde önemli oranda nüfus hareketleri meydana gelmiş ve kuzeyden daha aşağılara doğru yoğun bir göç yaşanmıştı. Rusların işgal bölgelerinden içerilere doğru göç eden insanlar, Osmanlı Hükümeti tarafından iç kesimlere yerleştirilmişlerdi. Muhtemelen Tatvan’daki söz konusu iskan olaylarının, bahsi geçen göçlerle yakın bir ilişkisi vardır.
1918 yılında Bitlis iline bağlı bir nahiye merkezi durumunda olan Tatvan, 1936 yılında ilçeye dönüştürüldü. XX.yüzyıl başlarında küçük bir köy görüntüsü veren Tatvan, daha sonra hızlı bir gelişme gösterdi ve sürekli bir ilerlemeye paralel olarak ilçe teşkilatına kavuştuğunda, Karşıyaka mahallesinde bulunun idare binaları 1946 Haziran’ında Tuğ mahallesine taşındı.
Tatvan, ilçe olduğu dönemde yaklaşık üç yüz nüfuslu küçük bir kırsal yerleşmeydi. 1950’de 3179 olan nüfus miktarı 1965’te 10 bini, 1970’te 20 bini, 1980’de 40 bini, 1985’te 50 bini aşmıştı. Nüfusun hızla artmasında Tatvan’ın bir ulaşım ve konaklama merkezine dönüşmesi, ayrıca bazı göçer aşiretlerinin buraya yerleşmesi önemli rol oynamıştı. Yine Tatvan’ın Van’a ve İran’a ulaşımı sağlayan bir liman kenti olması da, gelişmesine etki eden önemli faktörlerden biridir. Dağınık tarihi eserlerin doğa ve insanların yıkıcı etkisinden kendilerini kurtaramadığına, Tatvan’da tanık olmak mümkündür. Doğanın tahribatını anlamak daha kolay olmakla birlikte insanların yıkıcı etkisini izah etmek aynı oranda kolay olmasa gerek. Çünkü, tarihi yok etmesi insanın, kendi kendini yok etmesi anlamına gelmektedir. Her şeye rağmen Tatvan’da kalıntı halinde de olsa varlığını koruyabilmiş tarihi eserlere rastlamak mümkündür. Buna göre Tatvan’da tarihi eserlerin dağılımı konusunda karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır: 11 kale, 5 camii, 4 kervansaray, 2 kümbet, 2 çeşme, 2 köprü, 3 tarihi ev, 4 tarihi mağara ve 54 kilise.
Kilise sayısının bu kadar fazla olması Hıristiyan dinine mensup Ermeni nüfusunun aynı oranda fazla olduğu anlamına gelmemelidir. Ermeni nüfusunun en yoğun olduğu vilayetlerin başında Bitlis gelmekle birlikte, 93 harbinden önce Bitlis’te 45.600 Müslüman nüfusa karşılık, Ermeniler de dahil bütün Hıristiyanların miktarı 15.200 kişiydi. Bu da yaklaşık olarak % 30’luk bir oranı ifade etmektedir. 93 Harbi sonrası dönemde de bu oran bir miktar artış göstermekle birlikte, bir önceki döneme yakındı. Doğu Anadolu bölgesi genelinde ise, bu oran aynı dönemlerde %18 dolaylarındaydı.
93 Harbinin etkisi azaldıktan sonra Ermeni nüfusunda giderek bir azalma meydana gelmişti. Bu tarihten sonra bölgenin bazı köylerinde Ermeniler ağırlıklı olarak yaşamakta idiler. Söz konusu 54 kilisenin tamamına yakınının köylerde bulunuyor olması da bu tezi doğrulamaktadır.
Bir yerleşim biriminin turist çekebilmesi için bir takım vasıflara sahip olması gerekir. Tatvan’a baktığımızda turizm potansiyeli bakımından son derece zengin olduğunu görebiliriz. Tatvan her şeyden önce sahip olduğu güzellikleri ile zaten önemli bir cazibe merkezi durumundadır. Bu özelliği dahi, iyi bir tanıtımla önemli oranda turist çeşmeye yeter. Yöre, tarihi İpek Yolu üzerinde olup, değişik uygarlıklara ait izleri bünyesinde barındırmaktadır. Tatvan, söz konusu uygarlıklara ait çok sayıda mimari, arkeolojik ve tarihi eserlere sahiptir. İlk bakışta, Belediye halk plajı içindeki Urartu kent kalıntısı, Küçüksu veDalda köylerindeki Selçuklu dönemi mezarlıkları, başta Kıyıdüzü, Göllü, Koyunpınar köylerindeki manastırlar olmak üzere çok sayıda manastır veya kilise, İslam Uygarlığına ait türbeler ile Osmanlı dönemi eseri El-Aman Kervansarayı dikkati çeken yapılardır.
İlçe merkezinin kuzey batısında yer alan Nemrut Dağı, aynı zamanda volkanik patlamalar sonucunda Van Gölünün de oluşmasına zemin hazırlamıştır. İlçe merkezine, yaklaşık bir saat mesafede bulunan krater gölünün yanında ayrıca yeşil göl diye adlandırılan bir de sıcak su gölü bulunmaktadır. Yer yer sıcak buhar fışkıran krater bacaları da mevcuttur. Göl civarında çeşitli ağaçlardan oluşan küçük koruluklar, Nemrut zirvesini daha güzel bir hale getirmektedir.
Milli park ilan edilmeyi bekleyen Nemrut Dağı başta olmak üzere, tarihi ve turistik yerlerin tamamı insanların yıkıcı etkileriyle karşı karşıya bulunmaktadır. Bunun en önemli nedeni, bu yörenin yeterince tanınmamasıdır. Çünkü, insan tanımadığı bir şeyi yeterince sevemez, sevmediği şeyi de koruyamaz En güzel yeni Bitlis Tatvan ilçesi resimleri, Bitlis Tatvandan görüntüler, kaliteli Bitlis Tatvan manzaraları, Bitlis Tatvan fotoğrafları, Bitlis Tatvan fotoları, tarihi Bitlis Tatvan ilçesi resimi, eski Bitlis Tatvan gece resmi indir, havadan kuşbakışı uydudan Bitlis Tatvanin gezilebilecek yerleri, Bitlis Tatvan masaüstü resimleri, Bitlis Tatvan kış, ilkbahar, yaz, sonbahar resimleri |
Anahtar Kelimeler: |
En, güzel, yeni, Bitlis, Tatvan, ilçesi, resimleri, Bitlis, Tatvandan, görüntüler, kaliteli, Bitlis, Tatvan, manzaraları, Bitlis, Tatvan, fotoğrafları, Bitlis, Tatvan, fotoları, tarihi, Bitlis, Tatvan, ilçesi, resimi, eski, Bitlis, Tatvan, gece, resmi, indir, havadan, kuşbakışı, uydudan, Bitlis, Tatvanin, gezilebilecek, yerleri, Bitlis, Tatvan, masaüstü, resimleri, Bitlis, Tatvan, kış, ilkbahar, yaz, sonbahar, resimleri
|
Tarih: |
17.04.2009 04:13 |
Hitler: |
5073 |
İndirmeler: |
5 |
İzlenme: |
5.00 (1 Oylar) |
Dosya Boyutu: |
70.9 KB |
Gönderen: |
Mehmet |
|
Bitlis Tatvan resimleri
En Kaliteli Bitlis Tatvan Resimleri, En Güzel Bitlis Tatvan Resimleri, En Yeni Bitlis Tatvan Resimleri, Bitlis Tatvan Fotoğrafları, Manzara Resimleri, Araba Resimleri, Bebek Resimleri
|
|